Tam 6 ay bitti çalışma hayatına geri döneli!
Haftasonu, yaklaşık iki aydır bizimle olan anneannemizi gönderdik ve bugün,
3 haftadır bizimle olan bakıcı ablamızla ilk yalnız günü oğlumun. Görüyorum ki
bir arpa boyu yol almış değilim.. ilk gün, 18 Haziran günü nasıl işe geldimse
bugün de aynı.. demek ki ben bu duyguyla baş edemiyorum, buna alışamıyorum..
Bu olumsuz duyguların içinden çıkamıyor olduğumu gördükçe kararımın
doğruluğuna ikna oluyorum tekrar tekrar. Hep söylediğim birşey var, bu konuda
belirleyici olan annenin ve bebeğin bu süreçten nasıl etkilendiği. Bu da
aileden aileye, anneden anneye ve kesinlikle bebekten bebeğe değişkenlik
gösteren bir bileşke. Biz, oğlum ve ben,ikimiz de çok olumsuz etkilenen
taraftayız..
Neyse, bugünlerde ilk doğumgünü yaklaşan biriciğimin bu özel gününü
planlama işine yoğunlaşmaya çaba gösteriyorum. Hem güzel bir anı olabilsin, hem
de aslında birşey anlamayacağı bu organizasyondan Aras en az şekilde etkilensin
diye optimum çözümü bulmaya çalışıyorum. Çok keyifli! Yeni doğduğu haftalarda
bugünleri hayal bile edememiştim, öyle çabuk geçti ki zaman bazı açılardan..
Doğumgünü organizasyonu için butik pasta, kurabiye vb meseleleri araştırırken
gördüm ki pekçok kadın, aslında pekçok anne, evden çalışma şansı sunduğu için
bulaşmışlar bu işe. Kişisel hobilerini, becerilerini, üretkenliğe
dönüştürmüşler. Ve çok da güzel işler çıkarıyorlar. Gurur duydum hikayeleri
öğrendikçe..
Bu arada, isyankar annenin ilk girişimcilik macerası hüsranla sonuçlandı.
Teoride süper başarılı bir plandı aslında. Bir anaokulu franchiseı alacak,
oğluma da özel küçük bir oda yapacak, ondan gün boyu hiç ayrılmayacaktım kendi
işimi yapmaya devam ederken. Franchise toplantısında sunulan süper gelir
planını alıp basit bir mühendislikle senaryoyu kurgulayınca sonucun hüsran olacağı
aşikar oldu, bu macera başlamadan bitti.. Ama ne dedik? Mühim olan kararlılık.
En ufak bir tereddütüm yok, bir çıkar yol bulacağız, dönüş yok. Geçenlerde oturduğumuz sitenin işletmecisinin
görevden ayrılacağı açıklandı, bir an düşündüm, bu işi üstlensem ve evimden
büyükçe bir tesisi yönetsem diye.. Bakalım bu da fikir aşamasında. Diğer
taraftan evden çalışmaya müsait olanakları da araştırıyorum. Hani bir şarkıda
diyor ya Sıla, “niyetlenince Tanrı yolumu açtı!” diye, o hesap, algıda
seçicilik belki de, pekçok şey görür oldu gözlerim.
Bu yolculuğun her aşamasını; umutsuzluğa düşülen, sorgulamalara girilen,
umutların yeşerdiği her adımını paylaşmak istiyorum. Çünkü iyisiyle kötüsüyle,
doğrusuyla yanlışıyla somut bir tecrübe bu. Bu yola çıkmak isteyen, çıkmalı mı
bilemeyen, sesine ses arayan her annenin, kadının faydalanabileceği..
Bribirimizi duymaya ihtiyacımız var.
Bireysel kurtuluş çaremi araken aklım kollektif çözüme giden yollara da
takılıyor. Üstadın dediği gibi, “bişey yapmalı!”. Bunca kadın bu yarayı yaşıyorken, onca anne
bütün güçlülüğüyle bu rüzgara karşı durmaya çalışıyorken, birşeyleri
değiştirecek sinerjimiz olmalı. Daha fazla sesimiz çıkmalı, daha fazla
duyulmalı çığlığımız.. Kafa yoracağım buna..
Onemli olan gerçekten istemek aslında, çıkış yolunu bulanlar da bu dönemlerden geçtiler sonuçta öyle değil mi? Sen de çıkacaksın...Melike çıkar... Sonra da bize anlatır, ki biz de zamanı geldiğinde çıkabilelim...
YanıtlaSil:)))
Silsen her durumda en yakın şahitlerinden biri olacaksın bu maceranın ;)
Uzun süreli doğum izni uygulaması olan ülkeler var, Avustralya da bunlardan biriymiş... Üç beş ay bir anne - bebek için çok çok kısa!
YanıtlaSil